SAPIK bir KEMALIST DiN/TARIKAT geliyor DURDURMALIYIZ !

Emre Erciş

@TREmreErcis

1-İsrail Başbakanı Netanyahu’ya desteğiyle bilinen Makor Rishon gazetesi yazarı Pazit Rabina, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Sn Hakan Fidan hakkında bir yazı kaleme alarak Sn Fidan’ı 3 Ocak 2020’de ABD tarafından öldürülen Kasım Süleymani’den sonraki hedef olarak ilan etti.

Tweet übersetzen

2:37 nachm. · 28. Jan. 2020·Twitter Web App

392

Retweets

865

„Gefällt mir“-Angaben

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

Antwort an

@TREmreErcis

2-Sn Hakan Fidan’ı hedef tahtasına oturtan Pazit Rabina, pek nitelikli bir yazar olmasa da yazının yayınlandığı Makor Rishon gazetesi oldukça önemli bir yayın organı. Makor Rishon, Sheldon Adelson’ın sahibi olduğu Israel Hayom gazetesine bağlı olarak yayın yapıyor.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

3-Israel HaYom, NRG360 ve Makor Rishon gazetelerinin sahibi olan Sheldon Adelson, dünyanın en ünlü kumarhaneleriyle ünlü Las Vegas’ın imparatoru. Adelson’u önemli kılan bir diğer özelliği, kurucusu olduğu “Adelson Aile Vakfı” ile Rand Corporation ilişkisi.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

4-Rand Corporatin, geçtiğimiz hafta Türkiye hakkındaki raporuyla gündeme gelmiş, Türkiye’nin Suriye ve Doğu Akdeniz enerji politikalarını tehdit olarak görürken TSK bünyesinde bazı subayların darbe hazırlığı içinde olduğunu ima etmişti.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

5-Rand Corporation, ABD Silahlı Kuvvetleri ve Boeing Havacılık Şirketi’nin bir parçası olan McDonnell Douglas şirketi tarafından 1948 yılında ABD’nin Kaliforniya eyaletine bağlı Santa Monica şehrinde kuruldu.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

6-Dünya genelinde resmi olarak yaklaşık 1500 personelle çalışan Rand Corporation’ın araştırma, inceleme, raporlama ve yayın etkinlikleri gibi faaliyetlerinin üçte ikisini Amerikan Milli Güvenlik konuları oluşturuyor.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

7-Rand Corporation’ın güvenlik konuları üzerine yapmış olduğu çalışmalar, Hava Kuvvetleri Projesi, ABD Silahlı Kuvvetlerine hizmet sunan Arroya Center, Savunma Bakanlığı ve savunma ajanslarına rapor hazırlayan Ulusal Savunma Araştırma Enstitüsü üzerinden gerçekleşiyor.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

8-Güvenlik ve Savunma üzerine yapılan çalışmaların dışında Rand Corporation, sağlık, eğitim, demokrasi, hukuk, insan hakları, nüfus incelemeleri ve uluslararası ekonomi konuları üzerine de çalışmalar yaparak raporlar hazırlıyor.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

9-Rand Corporation, 1950 yılından itibaren Türkiye’de sayısız operasyonlara adını yazdırırken gerçekleşen askeri darbelerin komuta kademesine imzasını attı. Rand’ın Türkiye’deki en önemli nüfuz alanı akademisyenler ve gazeteciler.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

10-Rand Corporation bünyesinde faaliyet yürüten ve kısa adı RGS olan Rand Graduate School’un Türkiye’deki en önemli partnerleri, Boğaziçi Üniversitesi ve finansörleri arasında George Soros’un da yer aldığı Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV).

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

11-Rand Corporation ile MİT Müsteşarı Sn Hakan Fidan’ı hedef tahtasına oturtan İsrail Makor Rishon gazetesi arasındaki köprü, gazetenin patronu olan Sheldon Adelson ve eşi Miriam Adelson tarafından 2007 yılında kurulan Adelson Aile Vakfı.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

12-Adelson Aile Vakfı, Rand Corporation’ın en önemli proje ortaklarından birisi. Seçim dönemi Trump’a 20 Milyon dolar bağış yapan Adelson Aile Vakfı başkanı ve Sn Fidan’ı hedef gösteren gazetenin patronu olan Sheldon Adelson, tam bir İran düşmanı.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

13-Öyle ki, İranlı hackerlar açık buldukça Adelson’un sahibi olduğu şirketlerin veri tabanlarına siber saldırı gerçekleştirerek milyonlarca dolarlık zarar veriyor. Bunun son örneği Adelson’a 40 Milyon dolarlık zarar sebep olan Las Vegas Sands’a yapılan saldırı olmuştu.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

14-Dünyanın en önemli Musevi lobisi olan AIPAC’a tek rakip görünen İsrail-Amerikan Konseyi’nin kurucu ve finansör olan Adelson, ABD’nin Çin politikalarına yönelik başkan Trump’a hem danışmanlık yapıyor hem de yatırımları doğrultusunda politika belirliyor.

Emre Erciş

@TREmreErcis

6 Std.

15-MİT Müsteşarı Sn Hakan Fidan'a yönelik Makor Rishon gazetesinde yayınlanan yazı, gazetenin patronu üzerinden Noeconların Suriye, Libya, İran ve Doğu Akdeniz enerji savaşlarına yönelik izledikleri politikalar karşısında Sn Fidan'ı en önemli tehdit gördüklerinin vesikasıdır

KİLİSEDE,YAHUDİ MABEDINDE,CEM EVİNDE VB.HER KESİMİN IBADETHANESINDE MEVCUT KULLANILAN KIYAFET VB.HER ŞEYE SAYGI DUYAN BİR MİLLETİZ..ZATEN BÜTÜN İSLÂM DEVLETLERINDE ÖZGÜRCE,KILLARINA ZARAR GELMEDEN IBADETLERİNİ YAPIP ,RAHAT İÇİNDE YAŞAMIŞLARDIR,YAŞIYORLAR DA..HİC KİMSE KALKIP HANGİ KIYAFETLERİ GİYECEKLERINE BAŞLARINA NE TAKACAKLARINA,SAÇLARINI NE TARZ KAZIYACAKLARINA,KUŞAK ,CÜBBE VB.GİYİP GİYMEYECEKLERİNE,SAKAL BIRAKIP BIRAKMAYACAKLARINAYA DA DİNİ RITÜELLERININ NASIL OLMASI GEREKTİĞİNE "HAYIR BU KADAR DA AŞIRI,BU SEMBOL,BU GERİCILIK,BUNUN HIRİSTİYANLIKTA YERİ YOK,SİZ KİTABI YANLIŞ ANLIYORSUNUZ,BUNUN YAHUDİLİKTE,BUNUN FALANCA DİNDE YERİ YOK,ay şunu giydi pazarlamacı oldu,ay kitap çıkardı bak dini satıyor "Diyerek dinlerini öğretmeye,sürekli had bildirmeye kalkmıyor ve dinlerini ve dini sembollerini istedikleri gibi kullanarak yasamalarina her müslüman saygı duyuyor..AMA İŞ İSLÂM DİNİNİN YASANMASINA GELÎNCE HERKES ANAAAA DİN ÖĞRETMEYE KALKIYOR..BAŞÖRTÜSÜ SEMBOL,ŞALVAR SAKAL SEMBOL..O SEMBOL BU SEMBOL..Giyene dinini en iyi sekilde yasamaya gayret edene ,(tıpkı diger dinlerde nasıl varsa normal olarak bizim dinimizde kabul ettiği kılık kiyafetler ki isteyen istediği kadsr bol giyebilir ,isterse çarşaf isterse etrafina duvar òrüp gezer ,ister sakalini bir tutam ister daha uzun tutar kişinin tercihidir ve bu kıyafetleri KULLANAN GİYİNEN HER MÜSLÜMANA UFACIK BİR HATASI OLDUĞUNDA,görüyon mu hacı olacak hoca olacak,ay bi de müslüman geçiniyor diye habire saldırmak kene gibi habire kan emmektir..Islamin kiyafetlerini giyinmekle hic kimse gökten zembille inmiyor..O KİŞİ HÂLÂ NEFİS TAŞIYOR..O KİŞI SADECE İSLAMIN ÖRTÜN EMRİNE UYMAYA ÇALIŞIYOR..EMREDİLEN AYETE GÜCÜ YETTIGI KADAR UYUYOR..PEYGAMBER A.S DAHİ BEN ARANIZA KARIŞIRIM,EVLENİRİM DERKEN SAKALI VAR ,CÜBBESİ VAR,ŞALVARI VAR DİYE İNSANİ ŞEYLERI TERK Mİ ETTİ..TİCARETTE YAPTI,EŞ SAHİBİ DE OLDU,ÇOCUK SAHİBİ DE..Simdi islâmî kiyafet giyenleri gökten zembille inmiş gibi olmalarını istemek veya bu sekilde saldirmak art niyetliliktir..)SAYGI diger din ve inanislarda olanlara gösterilen şekilde yok..HERKESE ÒZGURLUK AMA MÜSLUMANA GELİNCE HEP HAD BILDIRECEKLER,HEP DİNLERİNİ NASIL YASAMALARI GEREKTİĞINE KARAR VERECEKLER,BU KADSR OLMAZ DİYECEKLER AMA RAHİBELER PAPAZLAR KİLISEDE KOROYLA COŞARKEN,VEYA SALLANARAK DUA EDERLERKEN SİNEGOGLARDA VB.DIGER TÜM RITÜELLER DAHİL SAYGIDAN KOPACAKLAR AMA MÜSLÜMAN ALLAH DEMEYECEK,ALLAHI ZİKRETMEYECEK,ONU GİYMEYECEK,BUNU YEMEYECEK,ŞU KİTAPTA YOK,BU BİLMEM NE DİYECEKLER..HERKES ÖZGÜR MÜSLÜMAN ÖZGÜR DEĞİL..ELLERİNDEN GELSE MÜSLÜMANIN BAGIRSAKLARINI AÇIP NE VAR DİYE BAKACAKLAR..BU KADAR EBLEH HINÇ DOLU SAYGISIZ BİR SÜRÜ DÜNYANIN HİÇ BİR YERİNDE YOK..

Türkiyade de bu yüz yıldır, laiklik SİSTEMİYLE kemalizim bu müslüman halka zulumluğu devam ediyor.

📕 Yahüdi kemalizimi, İslam siz, ahlaksız, vicdandan uzak, akıldan, izandan, şuurdan, insanlıktan uzak, kanunsuz, haksiz, hukuksuz, adaletsiz, intizam siz, lastik, beyaği,adi, kanunlarıni resmileştirmiş, bağliayicidir. 🌹 laiklik(Türkiyade Dinsizlik olarak yürutulmuş ve hale yürürlüktedir, sen ben şeriatçiyim diyebilir misin?

Ama kemalist yahüdiler diyorlar ki dinsiziz, imansisiz, diyorlar,.

BİR İNSAN, HEM MÜSLÜMAN OLDUĞUNU SÖYLİYECEK VE HEMDE İSLAM ŞERİATINI KABUL ETMEYİP, RET EDECEK.. 🌹

İSLAM ŞERİATINI BU ÜLKEDE ORTADAN KALDIRAN KİŞİYİ KENDİSİNE REHBER EDİNECEK, ONUN YOLUNDAN GİDECEK..🌹

KENDİSİNİN MÜSLÜMAN OLMADIĞINI HER FIRSATA İFŞA EDECEK, KURANI KERİMİN OKUNMASINI, ÖĞRENİLMESİNİ YASAKLIYACAK, KURAN ÖĞRETEN VE ÖĞRENEN KİŞİLERİ CEZALANDIRACAK.

YAHUDİLERİN FÖTÖR ŞAPKASINI TAKMAYI RET ETTİKLERİ İÇİN BİNLERCE MÜSLÜMAN ALİMİ ŞEYHİ, HOCAYI DAR AĞAÇLARINDA SALLANDIRACAK.. 🌹 VE İDAM EDİLEN MÜSLÜMANLARA İNGİLİZ AJANI OLDUKLARI

YALANI VE İFTİRASI ATILACAK.VAY HAİN VAY. 🌹

ÜLKEDEKİ BİNLERCE CAMİ VE MESCİT KAPATILACAK. AHIRA ÇEVİRECEK, BU ALLAHIN EVLERİ TİCARET HANEDEN, KUMAR HANEYE, İÇKİLİ GAZİNOLARDAN, UMUMHANYE, HER TÜRLÜ DEPODAN, SAMANLIKLARA, HAYVAN( AT) AHIRLARINA KADAR HER ŞEYE DÖNÜŞTÜRÜLECEK.MÜNAFIKLIĞINI GİZLEYECEK,

TÜRK MİLLETİNİN BİN YILDIR KULLANDIĞI ESKİ YAZI, OSMANLICA, YANİ KURAN ELİF BASI ORTADAN KALDIRILACAK, ONUN YERİNE BATILI KAFİR ÜLKELERİNİN LATİN ALFABESİ BENİMSENECEK. BUNU YAPMALARININ GERÇEK NEDENİNİ DAHA SONRAKİ YILLARDA, TÜRKİYENİN GEÇMİŞİ İLE BAĞINI KOPARTMAK VE İSLAM ÜLKELERİ İLE İLETİŞİMİNİ ORTADAN KALDIRMAK OLDUĞUNU AÇIK AÇIK İTİRAF ETMEK...🌹 VAY MÜNAFİK VAY.

KURAN ŞERİATINA DAYALİ OSMANLI KANUNLARINI VE ADALET ANLAYIŞINI ORTADAN KALDIRARAK, ONUN YERİNE BATILI ÜLKELERİN KANUNLARINI VE ADALET ANLAYIŞINI BU ÜLKEDE BİREBİR KABUL EDİP, YÜRÜRLÜĞE KOYMAK.. 🌹

MÜSLÜMAN KADINLARININ, KIZLARININ VE ERKLERİNİN İSLAM ŞERİATINA UGUN OLAN GİYİSİLERİNİ YASAKLAYIP, ONUN YERİNE BATILI HİRİSTİYAN VE YAHUDİLERİN GİYİSİLERİNİ GİYMEYİ MECBUR HALE GETİRMEK..

OKULLARDA BATILI EĞİTİM VE ÖĞRETİMİ MECBUR HALE GETİRMEK. DARVİNİN İNSANLARIN MAYMUNDAN GELDİĞİ GÖRÜŞ VE İNANCINI BU TOPLUMA YAYARAK, KURANIN İNSANLARIN TOPRAKTAN YARATILDIĞI VE İLK PEYGAMBER VE İLK İNSAN OLAN HZ ADEM AS GERÇEĞİNİ İNKAR ETMEK...🌹

MÜSLÜMAN TÜRK İNSANINI DİNSİZLİK VE AHLAKSIZLIĞA TEŞVİK ETMEK VE BU YÖNE YÖNLENDİRMEK İÇİN, " DİNİ VE AHLAKI OLANLAR, KAYBETMEYE MAHKUMDUR" ŞEKLİNDE POROPAĞANDA YAPMAK...🌹

TÜRK NESLİNİN EHLİLEŞRİLMESİ İÇİN, AVRUPA DAN DAMIZLIK ERKEK GETİRTİLİP, TÜRK KIZLARI İLE BİRLEŞTİRİLEREK, MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİNİN. KİMYASINI BOZARAK,.🌹 IMÜSLÜMAN. TÜRK İNSANINDA KAFİR BATILILARA DÖNÜŞTÜRÜLMESİNİ İSTEMEK...🌹

BATILI ÜLKELERDEN YÜZ BİNLERCE YAHUDİ VE ERMENİ İNSANLARI GETİRİLEREK,SOYADI KANUNUDA ONLAR İÇİN ÇIKARTARAK, TÜRKİYENİN EN GÜZEL YERLERİNE YERLEŞTİRMEK VE BU KİŞİLERE TÜRK VE MÜSLÜMAN KİMLİĞİ VEREREK, BU KAFİRLERİN TÜRK TOPLUMU İÇİNDE KAMUFLE OLMALARINI SAĞLAMAK. 🌹

BU GAYRİ MÜSLÜM UNSURLARIN MÜSLÜMAN TÜRK TOPLUMU İÇERSİNDE BELLİ BİR ORANDA AĞIRLIK OLUŞTURMAK. 🌹

YAHUDİ VE HİRİSTİYAN PROF VE AKADEMİSYEN

LERİN TÜRKİYEDE KURULAN ÜNÜVERSİTELERİN BAŞINA GETİRİLEREK VEYA TÜRK ÖĞRENCİLERİNE HOCA OLARAK, MÜSLÜMAN TÜRK GENÇLERİNİN İSLAM ANLAYIŞINDAN KOPARTILARAK,ÜNÜVERSITELEREDE TESETTURLI KIZLARIDA ALMIYARAK KÂFİRLİKLERİN İLAN EDEREK BU HALKA ZULÜM YAPARAK, BATILI EJNEBİ, BİR İNANÇ VE GÖRÜŞÜNE GÖREYETİŞTİRMEK

GENE BU MİNFERDE, BATILI KAFİR ÜLKELE

RİNİN TÜRKİYENİN HER BÖLGESİNDE VE HER İLİNDE KOLEJLER AÇARAK,. 🌹 MÜSLÜMAN TÜRK ÇOCUKLARININ DİNLERİNİN, İMAN LARININ VE GERÇEK TÜRK TARİHİNİN VE TÜRK BÜYÜKLERİNİN ORTAYA ÇIKMAMASI VE OSMANLI BAŞTA OLMAK ÜZERE, PEYGAMBERİMİZ

ALEYHISSELAM VE ASHABININ KÖTÜLENMESİ, İSLAMIN GERİCİ VE YOBAZ, BİR DİN OLARAK ALGJLANMASINI, DOLAYISI İLE TÜRK ÇOCUKLARININ ATALARINA VE İSLAM DİNİNE KARŞI PEŞİN HÜKÜMLÜ VE DÜŞMANCA BİR FİKİR VE İNANÇLA YETİŞTİRİLMELERİ.

YANİ DAHA BUNUN GİBİ, ONLARCA, YÜZLERCE HATTA BİNLERCE OLAY VE HADİSE İLE, MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİNİ ORTA

DAN KALDIRMAK İÇİN ELLERİNDEN GELEN HER ŞEYİ BU TOPLUMAMUSLÜMAN HALKA, REVA GÖRENLERİ TANIMAMAK, AHMAKLIK VE ENAYİLİK DEĞİLSE İHANET DEĞİLMİ

DİR?...🌹? SİZ KARAR VERİNİZ. İŞTE KEMALİZİM BUDUR, SUFYANDIR. 🌹HADISI ŞERİFEDE GELMİŞ Kİ: ÂHİRZAMANIN SÜFYAN VE DECCAL GİBİ NİFAK VE ZINDIKA BAŞINA GEÇECEK EŞHAS-I MÜDHİŞE-İ MUZIRRALARI, İSLÂM'IN VE BEŞERİN HIRS VE ŞİKAKINDAN İSTİFADE EDEREK AZ BİR KUVVETLE NEV'-İ BEŞERİ HERC Ü MERC EDER VE KOCA ÂLEM-İ İSLÂMI ESARET ALTINA ALIR.

EY EHL-İ İMAN! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız! İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı ﺍِﻧَّﻤَﺎ ﺍﻟْﻤُﺆْﻣِﻨُﻮﻥَ ﺍِﺧْﻮَﺓٌ kal'a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz. Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz. Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de döğebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı muvazenede bulunsa; bir küçük taş, muvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. İşte ey ehl-i iman! İhtiraslarınızdan ve husumetkârane tarafgirliklerinizden kuvvetiniz hiçe iner, az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimaiyenizle alâkanız varsa,

ﺍَﻟْﻤُﺆْﻣِﻦُ ﻟِﻠْﻤُﺆْﻣِﻦِ ﻛَﺎﻟْﺒُﻨْﻴَﺎﻥِ ﺍﻟْﻤَﺮْﺻُﻮﺹِ ﻳَﺸُﺪُّ ﺑَﻌْﻀُﻪُ ﺑَﻌْﻀًﺎ

düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyeviyeden ve şekavet-i uhreviyeden kurtulunuz!..

Mektubat.-270 RNK

31 MART 1909 / YILDIZ SARAYI YAĞMASI... İŞTE YILDIZ

SARAYI'NI YAĞMALAYANLAR: İTTİHATÇI HIRSIZLARIN

TAM LİSTESİ. YAĞMADA MUSTAFA KEMAL DE VAR...

Fotoğraf: Yıldız Sarayı soyulurken, soyguncuları koruyan askerler. Aralarında Bulgar çeteciler de var... 29 Nisan 1909. Kendisine Hareket Ordusu adını veren Haydut Ordu (Bu haydut Ordu’nun kurmay başkanı Yüzbaşı Mustafa Kemaldir), Abdülhamid'in Yıldız Sarayı'nı bastı ve soydu. Herşeyi çaldılar. Sarayın perdelerini bile. 10 yıl kimsenin çıtı çıkmadı. İttihatçılar iktidardaydı. Laf edenin kellesi gidiyordu. Enver-Talat- Cemal üçlüsü iktidardan düştü, İstanbul'dan kaçtı... Veeee 10 yıl sonra; Yıldız Sarayı yağması bütün ayrıntılarıyla ortaya döküldü. 17 Nisan 1919 tarihli İkdam Gazetesi’nde yayınlanan resmi rapora göre Yıldız Sarayı yağmasına katılan paşalar ve Saray’dan çaldıkları şöyle:

Mahmut Şevket Paşa: Çok sayıda pantantif taç, yüzük ve bir altın mangal;

Hüseyin Hüsnü Paşa: Murassa tütün tabakası ve bir gerdanlık;

Erkan-ı Harp Reisi Mirliva Ali Paşa: Çok sayıda küpe ve yüzük;

Hasan İzzet Bey: Halılar, seccadeler, kravat iğneleri ve murassa taç;

Enver ve Cemal paşalar ile Damat İsmail Hakkı Bey: Kıymetli eşyalar, mobilya, vazolar, muhtelif pırlanta ve çok sayıda zümrüt hülliyat;

Ayan Reisi Ahmet Rıza Bey: Kıymetli yemek takımları, murassa saat ve çok sayıda değerli eşya;

Bursa Valisi İsmail Hakkı Bey: 2 bin altın lira ve kıymetli bir zümrüt yüzük;

Emniyet-i Umumiye Müdürü eski Hicaz Valisi Galip Paşa: Çeşitli kadın müzeyyenatı;

İsmail Hakkı Bey’in kardeşi Cafer Tayyar Paşa ve Hamdi Bey: İnci küpeler, pırlanta yüzük ve kıymetli revolverler;

Mustafa Kemal Bey (Atatürk) : Elmaslı ve inci gerdanlık;

Yakup Cemil: Önemli miktarda tahvilat;

Karesi Mebusu Hüseyin Kadri Bey: Zümrüt kolyeli murassa bir hançer;

Çerkez Kemal Bey: Çok sayıda değerli kadın eşyası;

Hüseyin Cahit Bey: Murassa hokka takımı ve iki murassa saat;

Cavit Bey ve Karasu Efendi: Bol miktarda kıymetli elmas;

Eski Bolu Mebusu Habip Bey: Önemli miktarda tahvilat;

Vehip Paşa: Bol miktarda hisse senedi ile kıymetli ve murassa kravat iğneleri;

Kalan eşya da Hareket Ordusu'nun / Enver ve Mustafa Kemal'in Makedonya'dan getirdiği komitacılar tarafından yağma edilmiştir.

Bir rivayete göre Abdülhamid Han Selanik’e giderken çantası elinden alınmış ve içindekilere el konulmuştur. Çantayı Hüseyin Hüsnü Paşa ile oğlu Ali Rıza Paşa’nın Abdülhamid’in elinden zorla aldığı belirtiliyor.

16 Nisan 1919 tarihli İkdam Gazetesi’nde söz konusu çanta ile ilgili yazıda çantanın Tevfik Bey, İstanbul Reji Müdürü Hasan izzet Bey, Hazım Bey ve Ayan Reisi Ahmet Rıza Bey’den oluşan Yıldız Sarayı Tahliye Heyeti tarafından Hareket Ordusu’na teslim edildiği belirtiliyor. Çantadaki mücevher ve nakdin ordu erkanı arasında taksim edildiği de yazıdaki iddialar arasında.

Yaşar GÖREN

Kaynak: 16 ve 17 Nisan 1919 tarihli İkdam gazeteleri ve 17 Nisan 1919'da yayınlanan resmi rapor...

Bild könnte enthalten: eine oder mehrere Personen und Personen, die stehen

102102

25 Kommentare

87 Mal geteilt

-KİM BUNLAR ?

29 ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildiğinde ülke nüfusu(muz) sadece 13 milyondu!..

‘’HALK’’ımızın 10 milyonu okuma yazma bilmeyen bayanlardan yaşlı ve çocuklardan, birde cephelerden dönen kolu bacağı kopuk gazilerimizden teşkil ederdi…

-Peki üç milyonu mu?

Pek tabiiki bunlar gibi bizim kimliğimize girmiş kentlerde oturan gayri muslimlerden!..

Osmanlı’nın askere almadığı bu kıptilerin tamamı ya okumuş, ya da ticaret erbabıydı..

-O halde yeni idare (cumhuriyet yönetimi) kimlerden teşkil edecek?

Kim yönetecek ?

-Pek tabiiki soy adı kanunuyla bizim kimliğimize gizlenmiş bu yahudi, rum ve ermeniler ! ! !

Maliye, hukuk, eğitim, askeri..

Aklınıza gelecek tüm merciilere bunlar yerleşti!..

Ülkemizin sahil şeritleri başta olmak üzere en nezih mekanlar hep bunlarındı..

Şimdi (haklı olarak) ‘’ülke elden gidiyor’’ diye malum yerlerini yırtma sebepleri; Ülkenin gerçekten ellerinden gidip halkın, yani gerçek sahibinin eline geçtiğindendir..

Bunlar OSMANLI’yı elbet reddederler ..

-Ama CHP’ye tek kelime ettirmezler!

Ama PKK’yı reddetmezler!

(Zaten CHP’nin başına yerleştirilen müdürün ağzından bir kez olsun ‘’terörist’’ kelimesinin çıktığını ispat edin bir daha face gezegenine adım atmıyacağım! çok sıkıştığında terör deyip geçiştirmiştir!)

ESED’i reddetmezler!

Hatta Türkiye'nin (emperyalist destekli) PKK-PYD-YPG koalisyonuyla el koyduğu Suriye topraklarına müdahele edilmesine ifrit olurlar.

Komşumuzdaki terör bataklığının kurutulmasına ''Suriye'nin iç işlerine karışma'' olarak değerlendirirler.

İster 4+4 olsun ister 5+5 yada bilmem ne..

Kendi ezberleri bozulacak diye ödleri patladığından eğitim sistemini reddederler mesela!...

Çünkü biliyorlar ki gün geldiğinde okuttukları hayali kahraman ve kahramanlıklardan oluşan ''YALAN TARİH’e kimse inanmayacak!..

O yüzden kestiler Anadolu insanının önünü başörtüsü bahanesiyle..

O yüzden imam hatiplerin önünü katsayı ile kapattılar..

O yüzden Anadolu müteşebbisinin önünü ''yeşil sermaye'' adıyla kestiler.

-LOZAN bekçisi ''kemalizm'’in kollarının kimlerle pekiştiğini farkettiniz mi arkadaşlar?

Biz görmeyebiliriz ama emin olun çocuklarımız görecek,

Gün geldiğinde bu halkın % 90 ı soracak;

-Bizim bir kurtarıcımız var ise bizimle aynı anda kurulan Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün gibi bir düzine (birbirinin kopyası) Arap ülkelerinin kurucusu kim? diye...

İŞTE ASIL KORKULARI BUDUR!

Bu (şimdilik hala sürünmeyi başarabilen) köhne ideolojilerinin gün gelip tamamen yok olma tehlikesini öngörebildiklerindendir uyanıkken kâbus görme sebepleri..

Neyse..

Siz kızmayın bu dişi borazana..

Hatta memnun olun bunlarla aynı ecdadın torunu olmadığınız için..

Çünkü;

Bunlar TÜRK kimliğine gizlenmiş gayr-i muslimlerdir!

<hk>

Not: Rica edeceğim beğenmeyin arkadaşlar.. Paylaşın yeter!

Hani toplumu eskisi gibi uyutabileceğini sanıyor artis..

Hangi ingilizler lan?

İstanbul'dan tek kurşun atmadan çekip giden ingilizler mi?

Samsun'a gidiş vizesini veren ingilizler mi?

Samsun'da m.Kamal'ı karşılayan ingilizler mi?

M.kamal ile Pera Palas'da görüşen ingilizler mi?

Lozan anlaşmasını onaylamak için Hilafetin kaldırılmasını bekleyen ingilizler mi?

Lan insanları yıllardır kandırıyorsunuz sizin gibiler yüzünden toplumda tarih çatışması yaşanıyor o kadar yavşaksınız o kadar gevşeksinizki halen Mustafa Kemal diye yazıyorsunuz.

54 Yaşında adını (Kamal) diye değiştirdiğini yazamayacak kadar zavallısınız.

Millete namustan vatandan dem vuruken namus ve vatan anlayışınızı hakikaten çok merak ediyoruz.. Namus anlayışınız yunanla ingilizle sahilde yan yana yatıpta sonrasında o olmasaydı babanız belli olmazdı diyerek konuşmak mı namus anlayışınız ?

Gezi olaylarında bu ülkeyi 157 milyar dolar zarara uğratıpta sonrasında vatansevermi oldunuz lan?

Vatansever olmak 3 -5 şişe bira içipte sonrasında sokaklarda M.Kemal'ın askerleriyiz diyerek bağırmakmıdır ?

Sizin namus anlayışınızı ve vatan sevdanızı sataştığınız insanlar, on defa satın alır sinan efendi.

İngilizler istediklerini almasalardı bu topraklardan çekip gitmezlerdi,milleti yıllardır uydurduğunuz yalanlarla uyuttunuz ama işgal yıllarında ingilizler Ayasofya'da ezan sesini susturamadı 5 yıl ezanlar okundu, ama sizin chp zihniyetiniz zamanında 481 sene camii olan Ayasofya'da ezanı siz susturdunuz ulan varya sizide tarihçi diye ciddiye alanlar var.. Koruma kanunu arkasına saklanarak yalanları dizmek kolay, ama ahirette o yalanlarından dolayıda senide çetin bir hesap bekliyor..!

İŞTE MEYDANI BOŞ BULUP SÖZDE SİNAN GİBİ KENDİSİNİ TARİHÇİ DİYEN KEMALİT BİR TARİHÇİ. KENDİ KENDİSİ NE MADALYA TAKANLARIN KALEME ALDIKLARI ANCAK BU KADAR OLUR.

PEKİ SORARIM O VAKİT BU SİNAN ADINDAKİ KEMALİST TARİHÇİYE.

VATAN, MİLLET, DİN DÜŞMANLARI NI HANGİ GEREKÇE İLE M. KAMAL YANINDA BARINDIR DI?

Misal verelim ...

Köylü ve Fakir Halk için ikinci sınıf düşük kaliteli ucuz Ekmek çıkarılsın diyen Chp Kütahya Milletvekili Besim Atalay.

Türklerin ıslahı için Avrupa' dan damızlık erkek getirelim diyen Chp Milletvekili Abdullah Cevdet.

Türklerin Resmî Dinî Hıristiyanlık olsun diye TBMM'de önerge veren Chp Dışışleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras

Anayasa'dan islâmî kaldırıp hıristiyanlığı yazmalıyız diyen Mehmet Esat Bozkurt.

"Allah'ı Sultanı da Tahtından indirdik" diye Gazetelere Manşet atan Tokat Milletvekili Ahmet Refik Sevengil.

Kütahya'da secim konuşmasında,

"AÇIZ, AÇIZ" diye bağıran Halka

"AÇSANIZ BOK YİYİN" diye seslenen zamanı Atatürk'ün sağ kolu, İsmet İnönü Dönemi ise, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Recep Peker.

Türkün yeni Amentüsü'nü yazan sözde Munis Tekinalp aslı yahudi

Moiz Kohen, Türk Tarih Kurumu- Agop Dilaçar, dili ne ettiğim aslı Ermeni'si Agop Martayan gibi.... Allah yoktur ve Muhammed “hâşâ” filozoftur diyen milletvekilinden, Hıristiyanlık İslam’a göre daha iyidir diyene, ruh yoktur sadece bir kuruntudur diyenden, din afyondur ve ilkel kavimler için gereklidir diyene, insanlık bir gün Allah’ı “haşa” yenecektir diyenden, asıl Allah değil, ben olmasaydım Allah olmazdı diyene, ezanın ne dediğini anlamıyoruz o yüzden çağrı Türkçe olmalı diyenden, Adem denilen safsata din denilen uydurmalar bütününün uydurduğu ve modern insanın asla Adem ve Havva yalanına inanmamalıdır diyenden. İnsan maymundan türemiştir diyene kadar pek çok zihniyette bakan, başbakan, milletvekili, siyasetçi, sanatçı, filozof cinsinden zavallı gördü bu Millet ve bu vatan.

Yalandan dolandan dolayı kronik bir hastasınız. Bu milleti artık dümeni bozuk şu alan bir geni ile şansına çıktı hikayelerini uyduranlar artık "susacaksınız"

Bunca yaptırım ve dayatmalara rağmen ne özünden, doğru bildiği hakikat gördüğü gerçeklerden santim şaşmadı ve bundan sonra da şaşmayacak bu aziz milletimiz inşallah. Zira bu millet hata yapabilir, yanlışa düşebilir, peşinden gitmemesi gereken kişilerin peşinden gidebilir ancak asla dininden diyanetinden tamamen vazgeçmez.

Geçmişte vazgeçmedi, hali hazırda vazgeçmiyor ve yarın da vazgeçmeyecek inşallah…

Sizin gibileri de bundan böyle cevapları bizler vereceğiz. Bizler sizin yazmış olduğunuz yalanlarınızı belgeler ile yerin yedi kat yerin dibine gömeceğiz.

Mızrak çuvala sığmıyor artık.

Kalıbını za Tüühhh sizin

I’m starting a thread on Turkish sayings.

In Turkey there is a saying for literally everything, in any situation and they’re usually wonderful.

First up: Bir musibet, bin nasihatten evladır. One disaster teaches better than a thousand pieces of advice.

Original (Englisch) übersetzt von

Ich beginne einen Thread über türkische Sprüche. In der Türkei gibt es ein Sprichwort für buchstäblich alles, in jeder Situation und sie sind normalerweise wunderbar. Zuerst: Bir musibet, bin nasihatten evladır. Eine Katastrophe lehrt mehr als tausend Ratschläge.

Umstieg auf Windows 10

Windows 7 wird ab dem 14. Januar zum Risiko: Das sollten Sie wissen

Microsoft stellt am 14. Januar die Unterstützung seines beliebten Betriebssystems Windows 7 ein. Betroffene Handwerksbetriebe müssen jetzt reagieren, um Hackern kein Einfallstor in ihre Firma zu bieten. Das ist beim Wechsel zu beachten.

Von Steffen Guthardt

Windows 7

Viele Handwerksbetriebe haben den Umstieg auf Windows 10 noch nicht vorgenommen. - © wachiwit - stock.adobe.com

WEITERE BEITRÄGE ZU DIESEM ARTIKEL

"Windows 10 bis zum Lebensende"

Am 22. Oktober 2009 kam das Betriebssystem Windows 7 auf den Markt. Gegenüber dem ungeliebten Windows Vista überzeugte der Nachfolger auch viele Handwerksbetriebe durch seine schnellen Ladezeiten und relativ geringen Hardware-Anforderungen. Laut StatCounter, einem Dienst zur Analyse des weltweiten Webverkehrs, ist das Betriebssystem noch immer auf 28 Prozent aller Desktop-Computer mit Windows installiert.

Die Nutzung des zehn Jahre alten Systems könnte jedoch jetzt zum Problem werden. Am 14. Januar 2020 stellt Microsoft die Unterstützung von Windows 7 ein. Ab diesem Zeitpunkt wird es keine kostenlosen Sicherheitsupdates mehr geben. Was heißt das für betroffene Handwerksbetriebe?

Windows 7: Wie Handwerksbetriebe jetzt handeln sollten

"Der Wechsel sollte nicht zu lange hinausgeschoben werden, da neuere Betriebssysteme meist auch einige modernere Sicherheitsmaßnahmen beinhalten“, sagt Josephine Steffen vom Bundesamt für Sicherheit in der Informationstechnik (BSI). Der weitere Einsatz von Windows 7 erfordere ohne die Versorgung mit Sicherheitsupdates eine individuelle Risikobetrachtung und sei daher grundsätzlich nicht zu empfehlen. "Bekannt werdende Schwachstellen und Sicherheitslücken werden somit nicht mehr geschlossen und können durch Angreifer ausgenutzt werden und Schäden verursachen“, sagt Steffen.

Welchen Gefahren Betriebe mit der alten Windows-Version ausgesetzt sind, weiß Sebastian Klöß, Referent für Consumer-Technology beim Digitalverband Bitkom. "Schadsoftware kann beispielsweise Daten ausspionieren, Passworteingaben auslesen, aber auch ganze Systeme übernehmen oder verschlüsseln, um anschließend Lösegeld zu fordern.“

Neben dem Sicherheitsaspekt können weitere Gründe für einen Wechsel des Betriebssystems sprechen. Wer etwa die Bürosoftware Office 2019 nutzen will, ist auf Windows 10 angewiesen. Auch viele andere neue Softwareprodukte werden nicht mehr mit Windows 7 kompatibel sein.

Problem: Branchensoftware teils nicht mit Windows 10 kompatibel

Andererseits haben einige Handwerksbetriebe Branchensoftware oder speziell für sie programmierte Individualsoftware im Einsatz, die unter Windows 10 nicht mehr läuft. Damit bei betroffenen Unternehmen ab dem 14. Januar nicht sämtliche Arbeitsprozesse zusammenbrechen, bietet Microsoft als Übergangslösung den Erwerb der kostenpflichtigen Extended Security Updates für Windows 7 an. Für maximal drei Jahre garantiert das Paket kritische und/oder wichtige Sicherheitsupdates nach dem regulären Support-Ende. "Die Betriebe können sich so weitere Zeit erkaufen, um ihre Software zu aktualisieren. Für Unternehmen, die mit gängiger Standardsoftware arbeiten, ist es hingegen empfehlenswert, jetzt den Schritt zu Windows 10 zu gehen“, sagt Bitkom-Experte Klöß.

Gelegenheit für Kompletterneuerung nutzen

Beim Umstieg auf Windows 10 stehen verschiedene Versionen zur Auswahl. Kleinen und mittelständischen Unternehmen empfiehlt der Hersteller Windows 10 Pro in Kombination mit Microsoft 365 Business. Darin enthalten sind unter anderem Word, Excel, PowerPoint, der Mail-Client Outlook und ein Terrabyte Speicher auf OneDrive. Zudem wirbt Microsoft mit der Geräteverwaltung und Sicherheit, um Unternehmensdaten auf allen Geräten zu schützen.

Allerdings sollten Nutzer beachten, dass es sich bei diesem Modell um ein Abo handelt und die Verwaltung über die Microsoft-Cloud erfolgt. "Für die Verarbeitung von schützenswerten Informationen können im Vergleich zur stationären Version weitere Risiken entstehen“, sagt Steffen vom BSI. Bitkom-Experte Klöß sieht den Wechsel auf eine neues System als gute Gelegenheit für die Betriebe, ältere Hardware, die ohnehin demnächst ersetzt werden müsste, auszutauschen. "Dann erhält man in einem Rutsch ein modernes, leistungsstarkes System und vermeidet, in wenigen Monaten erneut nachrüsten zu müssen – mit allem betrieblichem Aufwand, den so eine Neuinstallation mit sich bringt“, sagt Klöß.

"Jeder Betrieb kann angegriffen werden"

Die Deutsche Handwerks Zeitung hat auch bei Microsoft direkt nachgefragt, was das Support-Ende von Windows 7 bedeutet. Alain Genevaux, Business Group Senior Lead bei Microsoft Deutschland im Interview.

Alain Genevaux

DHZ: Herr Genevaux, warum stellt Microsoft den kostenfreien Support für Windows 7 nun ein?

Alain Genevaux: Jede Windows-Version hat einen klar definierten Lebenszyklus. Bereits vor mehr als vier Jahren endete der grundlegende Support von Windows 7, der entsprechend unserer Lifecycle-Richtlinien fünf Jahre währt. Seitdem erhalten Nutzer alle wichtigen Sicherheits-Updates, jedoch keine neue Funktionalität. Am 14. Januar 2020 läuft nun der erweiterte Support von Windows 7 endgültig aus. Das bedeutet für alle Kunden mit Windows 7 PCs, dass es ab diesem Zeitpunkt keine Sicherheits-Updates mehr durch Microsoft geben wird. Abgesehen von diesen Rahmenbedingungen ist Windows 7 mittlerweile zehn Jahre alt – ein Zeitraum, indem die fortschreitende Digitalisierung die IT-Welt rasant verändert hat. Für diese Anforderungen braucht es eine zeitgemäße Plattform, welche die modernen Bedürfnisse von Anwendern in den Mittelpunkt stellt und Unternehmen befähigt, unter der Prämisse höchster Sicherheit von den Vorteilen der digitalen Transformation zu profitieren – beispielsweise über moderne Services, die gänzlich neue Wege der digitalen Teamarbeit ermöglichen.

DHZ: Welche Risiken bestehen für Windows-Nutzer konkret, die nicht rechtzeitig auf Windows 10 wechseln?

Genevaux: Ohne Sicherheits-Updates steigt die Gefahr durch Cyberangriffe. Allein im letzten Jahr sahen sich Betriebe in Europa mit über 80 Millionen Cyberattacken konfrontiert und rund 70 Prozent der deutschen Firmen sind bereits Opfer von Angriffen aus dem Netz geworden. Nicht ohne Grund investieren Unternehmen in Deutschland in diesem Jahr 4,6 Milliarden Euro in IT-Sicherheit: Jedes Unternehmen muss heute davon ausgehen, angegriffen zu werden. Auch die Art von Malware-Angriffen wird immer komplexer: Moderne Schadsoftware ist polymorph, sie verändert bei der Übertragung auf ein Gerät ihre Form – und kann oftmals nur schwer von herkömmlichen Antivirenprogrammen entdeckt werden. Zudem wird nicht nur das Erkennen, sondern auch das unmittelbare und eigenständige Reagieren auf Sicherheitsangriffe immer wichtiger. Moderne Sicherheitsanforderungen benötigen zeitgemäße Tools. Ohne diese sind Systeme technisch überfordert und gehen ein hohes Risiko ein.

DHZ: Schützen die "Extended Security Updates" als Alternative zu Windows 10 meinen Betrieb sicher bis 2023?

Genevaux: Unser Angebot erweiterter Sicherheitsupdates für Windows-7-Rechner ist keine Alternative zu einer modernen Plattform. Obwohl wir lange Vorlaufzeiten für Upgrades bieten, verstehen wir, dass Firmen für den Umstieg mehr Zeit benötigen können. Aus diesem Grund unterstützen wir Unternehmenskunden beim Wechsel über gezielte Angebote: Beispielsweise über eine Desktop-Virtualisierung via Windows Virtual Desktop – mit erweiterten Sicherheits-Updates für drei Jahre – oder eben die Möglichkeit, erweiterte Sicherheits-Updates separat für bis zu drei Jahre jährlich zu erwerben. Diese bieten Sicherheit im Rahmen der Funktionalität von Windows 7, aber nicht die moderne Funktionalität, die Windows 10 unterstützt.

DHZ: Welche Windows-10-Version empfehlen Sie KMU?

Genevaux: In Versionen gedacht, ist Windows 10 Pro vom Funktionsumfang her prinzipiell gesehen die Version der Wahl. Microsoft empfiehlt Unternehmenskunden jedoch eine ganzheitliche IT-Strategie. Konkret gesprochen, den Wechsel auf einen Modern Workplace: Zeitgemäße Ansätze wie beispielsweise Microsoft 365 ermöglichen eine einheitliche Lösung für den gesamten Arbeitsplatz: Dazu zählen ein verbesserter Zugang zu Informationen, Tools für eine verbesserte Zusammenarbeit in Teams, Angebote für die sichere Verwaltung von mobilen Geräten – und nicht zuletzt höchste Sicherheit durch stetige Updates sowie intelligente Tools.

DHZ: Ist die Windows 10 Version aus der Cloud DSGVO-konform?

Genevaux: Datenschutz hat oberste Priorität für Microsoft. Für Microsoft ist es besonders wichtig sicherzustellen, dass alle unsere Produkte und Dienstleistungen geltendem Recht entsprechen, einschließlich der Datenschutz-Grundverordnung (DSGVO). Mit dem Inkrafttreten der europäischen DSGVO hat Microsoft die Regeln zur Verarbeitung personenbezogener Daten nicht nur in Europa angewandt, sondern den Kern der DSGVO-Betroffenenrechte auch auf Kunden weltweit ausgedehnt. Hierfür stellt Microsoft sicher, dass Kunden stets informierte Entscheidungen treffen können. Sie entscheiden, wie und warum Daten erfasst und genutzt werden. Mehr Informationen zum Datenschutz bei Microsoft gibt es auf dieser Website sowie in unserer Datenschutzerklärung.

DHZ: Wachsen mit Windows 10 die Hardware-Anforderungen an Betriebe?

Genevaux: Obwohl zwischen den Veröffentlichungsdaten der beiden Softwareversionen mehr als fünf Jahre liegen, läuft Windows 10 prinzipiell auch weiterhin auf einem Großteil der Rechner, auf denen Windows 7 läuft. Ältere Hardware kann aber bei der Funktionalität von Windows 10 nicht mithalten, denken Sie an die Touch-Bedienung. Kunden, welche die genauen Spezifikationen vergleichen wollen, finden diese online auf unseren Webseiten – hier gerne verlinkt: Systemanforderungen von Windows 7 und Windows 10.

DHZ: Wie lange sind Betriebe mit Windows 10 abgesichert bzw. ist eine nächste Windows-Version geplant?

Genevaux: Mit Windows 10 sind Kunden nicht nur zeitgemäßer und sicherer, sondern auch flexibler aufgestellt. Über Windows-as-a-Service erhalten Kunden zweimal pro Jahr Feature-Updates sowie einmal pro Monat Qualitäts-Updates für Stabilität und Sicherheit. Jedes Feature-Update basiert auf dem Vorherigen und erhält Service über einen genau definierten Zeitraum. Detaillierte Informationen hierzu gibt es im Informationsblatt zum Lebenszyklus von Windows. sg

DİKTA DÖNEMİ İBADET ..!

ATATÜRK OLMASAYDI İBADET EDEMEZDİN DİYENLER İYİ OKUSUN BU BELGEYİ.

- 1] NİĞDE / AKŞAM ÜZERİ ARAPCA EZAN OKUMUŞTUR / AHMET AKÇA

MEŞGULİYETİ / İMAM

ADLİYEYE VERİLMİŞTİR

2] İZMİR / EVİNDE AYİN YAPTIĞI

(İBADET ETTİĞİ ) YAPTIĞI İHBAR EDİLMİŞ VE ARAMADA DELİLLER ELDE EDİLMİŞ

HASAN GÜLSEVEN

3] TOKAT/ VESİKASIZ NAMAZ KILDIRMIŞ VE ARAPÇA KÂMET GETİRMİŞ / TALİP NUMAN /

MEŞGULİYETİ / HOCA

YAKALANARAK ADLİYEYE VERİLMİŞ NAMAZ KILDIRMASI MÜSAADE EDEN KÖY İHTİYAR HEYETİ HAKKINDA TAHKİKATA BAŞLANMIŞTIR.

EVRAKI İLE ADLİYE'YE VERİLMİŞTİR.

4] KOCAELİ / ADAPAZARI

ŞAPKA KANUNA MUHALİF TAKKE GİYMİŞTİR.

AHMET YETİM

HASAN TOMRUK

HÜSEYİN PINAR

İSMAİL CANAL

ŞAKİR SEVDİĞİM

VAHİT YİĞİTOĞLU

HÜSEYİN ZENGİN

HÜSEYİN KARA

MEHMET YILMAZ

HALİL GÜNEŞ

EVRAKLARI İLE ADLİYE'YE VERİLMİŞLERDİR.

BU SADECE 3.NİSAN 1939 YAPILAN BİR GÜNLÜK BİLDİRİ RAPORU DUR.

ATATÜRK ÖLMÜŞ İDİ, YASALARI KANUNLARI BAŞIMIZA MUSALLAT EDEN ODUR.

SAĞIR İSMET O ÖLDÜKTEN SONRA DEVAMINI GETİRDİ. BU BİLDİRİ TARİHİNDEN ÖNCE BAŞKA MIYDI ZANNEDIYORSUNUZ ?

YANILIYORSUNUZ !

İKİSİNİN DE MEZAR TAŞINDA

"RUHUNA FATİHA" YAZMAZ..!

BUNU DA EK İLAVE EDEYİM BURAYA.

VESSELÂM

Asrin_yalanlari Resmî tarihimiz yalan tarihtir

Sayfasına sizleri ve değerli paylaşımlarınızı yorumlarınızı da bekleriz.

Keine Fotobeschreibung verfügbar.

Mahmut Arsay Kemal Izmir’de Nutuk vermiş… şöyle diyor:

“Hedefimize varmak için kanunlarımız müsait değilse o kanunları değiştiririz, yeni kanun yaparız. En nihayet lüzum ve mecburiyet görürsek bu yolda her şeyin üstüne çıkarak hedefimize yürümekte, asla tereddüt etmeyiz.”[1]

KAYNAK:[1] (1931) Ayın Tarihi, cild 25, sayı 82, 83.

Ayrıca bakınız;

Hasan Rıza Soyak Kemal Atatürk’ün Genel Sekreteri), Atatürk’ten Hatıralar, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, Istanbul 1973, cild 2, sayfa 459.

İnkılaplar içerisinde halkı doğrudan ilgilendiren ve bu sebeple de en büyük tepkiyi doğuran Şapka inkılabı 1925 yılının Ağustos ayında, Kemal Paşanın Kastamonu gezisiyle başladı. Cumhuriyet Türkiyesi halkının kılık kıyafetinin de Batılı ‘uygar’ toplumların kıyafeti gibi olması taraftarı olan, Kemal Paşa burada başı açık halde elinde ise bir şapka ile halka şöyle hitap ediyordu:

‘Efendiler, Türkiye Cumhuriyeti’ni tesis eden Türk halkı medenidir. Tarihte medenidir, hakikatte medenidir. Fakat ben sizin öz kardeşiniz, arkadaşınız, babanız gibi medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı; fikriyle, zihniyetiyle medeni olduğunu ispat ve izhar etmek mecburiyetindedir. Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı aile hayatıyla, yaşayış tarzıyla medeni olduğunu göstermek mecburiyetindedir. Velhasıl medeniyim diyen Türkiye’nin, hakikaten medeni olan halkı başından aşağıya vaz’ı haricisiyle dahi medeni ve mütekamil insanlar olduğunu fiilen göstermeye mecburdurlar…

Bu izahatımı heyet-i aliyenize, heyet-i umumiyeye bir sualle tevcih etmek istiyorum, soruyorum: “Bizim kıyafetimiz milli midir? Bizim kıyafetimiz medeni ve beynelmilel midir?”…Tabirimi mazur görünüz altı kaval üstü şişhane diye ifade olunabilecek bir kıyafet, ne millidir ve ne de beynelmileldir....Bu gidiş zaruridir. Bu zaruret bizi yüksek ve mühim bir neticeye isal ediyor. İsterseniz bildireyim ki bu kadar yüksek ve mühim bir neticeye vusul için lazım gelirse , bazı kurbanlar da verelim. Bunun ehemmiyeti yoktur. Medeniyetin coşkun seli karşısında mukavemet beyhudedir. O, gafil ve itaatsizler hakkında çok bi-amandır."

Şapka giyilmesinin va’z edildiği bu konuşmadan birkaç ay sonra Kasım ayında Şapka giyilmesi hakkında bir kanun çıkarılarak halka şapka giyilmesi zorunlu hale getirildi. Ancak TBMM’de alınan bu karara halkın tepkisi oldukça sert oldu. Erzurum, Rize, Sivas, Maraş, Giresun, Kayseri, Tokat, Amasya, Trabzon, Gümüşhane’de isyanlar çıktı. İsyanın çıktığı şehirlere gezici İstiklal Mahkemeleri gönderildi. Direnişin yoğun olduğu Rize’ye hükümetin müdahalesi ise diğerlerinden farklı oldu.

Rize Ulu Cami imamı Hafız Şaban Hoca, namazdan sonra cami etrafında toplanan kalabalığa; "Biz akaid-i diniyeye hizmetkârlık ve bağlılık isteriz. Inanmayan inanmasın fakat inananlara zulm edilmesin! Tek istediğimiz sarığımıza, sakalımıza ve cübbemize dokunulmasın. Şapkayı giyenler giysin ama giymeyenler hapse atılmasın!" hitap edecek, sonra da cemaatle birlikte hükümet konağına doğru yürüyüşe geçecekti.Rize’de yaşanan bu gelişmeler üzerine isyanı bastırmak üzere ilk görevlendirilen Hamidiye Zırhlısı oldu. Şehrin açıklarına demirleyen Hamidiye Zırhlısı 12 Aralıkta Rize şehrini topa tuttu. İsyan Rize’ye İstiklal mahkemesinin gelerek el koymasıyla sonuçlandı. Bir gün içinde karar alan ve temyizi olmayan bu mahkemede, tutuklanmış olan 143 kişiden 8’i için idam kararı çıktı ve diğerleri de çeşitli cezalara çarptırıldı.

Rize’nin Hamidiye Zırhlısı tarafından topa tutulması bir Rize türküsüne de yansıdı: "Atma Hamidiye atma, şapka da giyeceğuz, vergi de vereceğuz" . Şapka kanunu halkın büyük tepkisine rağmen böylesi cebri yöntemlerle uygulandı. Halkın şapka giymekten başka bir çaresi kalmamıştı. Mete Tuncay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması adlı kitabında halkın yaşananları nasıl okuduğunu şu cümlelerle özetleyecektir: ”Şapkaya karşı doğan tepkilerin şiddetle bastırılması üzerine, gerçekten pahalı olduğu halde, hiç kimsede şapka giymenin pahalı olabileceğini söyleyecek hal kalmamıştır. Çünkü görülmüştür ki, artık sorun ”fes” ya da ”şapka”yı değil, onlardan birinin giyileceği kafayı yerinde tutabilmektir!”

Kaynaklar:

Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri

Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler

Mete Tuncay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulma

Diesen Inhalt verbergen oder melden

Gefällt mir

· Antworten · 13 Min.

SAPIK bir KEMALIST DiN/TARIKAT geliyor DURDURMALIYIZ

İlimdar Engin

İRANLILAR... YANİ.. ŞİİLER KİMDİRLER.. BUYRUN OKUYUN.

Şam, İran ve Irak'ı kim fethetti?

Ömer bin Hattab, Sünni.

Pakistan, Hindistan ve iki nehir ardındaki ülkeyi kim fethetti?

Muhammed bin Kasım, Sünni.

2) - Kim Kuzey Afrika'yı fethetti?

Kutaybe bin Muslim, Sünni.

Endülüs'ü kim fethetti?

Tarık bin Ziyad ve Musa bin Nasır, Sünni.

İstanbul'u kim fethetti?

Fatih Sultan Mehmet, Sünni.

Sicilya'yı kim fethetti?

Esed bin Furat, Sünni.

3) -Kim Endülüs medeniyetini kurdu ve ilim yuvası yaptı?

Emevi Halifeleri, Sünni.

Hıttin'de Müslüman lider kim idi?

Salahaddin Eyyubi, Sünni.

Calut'ta Müslümanlar'a kim liderlik etti ve Tatarlar'ı hezimete uğrattı?

Seyfettin Kataz ve Ruknittin Baybars, Sünni.

4) -Kim İspanya'yı bozguna uğrattı Fas'ta?

Abdulkerim al-Hattâbi, Sünni.

Kim İtalya'yı hesap vermeye zorladı Libya'da?

Ömer el-Muhtar, Sünni.

Ve yakında kim Rusları perişan etti Çeçenistan'da?

Hattab, Sünni.

5) - Kim Afganistan'da NATO'nun yüzünü toprağa sürttü?

Sünnîler (Taliban ve Tanzimul Kaide)

Kim Amerika'nın Irak'tan çekilmesini sağladı?

Sünnîler.

Kim Huseyn'e ihanet etti ve Kerbela'da yalnız bıraktı?

Al Muhtar al-Sakafi, Şii.

Abbasi halifesi Râdî Billah'a kim ihanet etti?

Buvehyun, Şii.

Irak'ı Tatarlar'a satan kim?

İbn al-Alkami, Şii.

7) -Kim Hülagu'nun pis işlerini ört bas ederdi?

Nasır al-Tosi, Şii.

Kim Tatarlar'a Şam işgalinde yardım etti?

Şiiler.

Kim Fransızlar'a yardım etti Müslümanlara karşı?

Fatimiyyun Şiileri.

Selçuklu Sultanı'na kim ihanet etti?

Tuğrul Bey al-Basasiri, Şii

8) - Kudüs'ü işgalde Haçlılar'a kim yardım etti?

Ahmet bin Ata'a, Şii.

Kim Selahaddin Eyyubi'nin ölümünü organize etti?

Kenz al-Devle, Şii.

Hülagu'yu Şam'da kim ağırladı?

Kemalettin bin Bedir al-Tiflis, Şii.

9 Suriye’de kanlı rejimle kim birlik oldu ve Rusya’ya destek verdi?

Hamaney, Şii.

Ve görülüyor ki, Şiilerin kalemleri, kılıçları ve dilleri hep Sünni Müslümlara karşı olmuştur. Ve her ne kadar biz kafirlere karşıyız deselerde kalpleri kafirlerle beraber.”

Emre Erciş

@TREmreErcis

SABETAYLAR VE SUFİZM...

1.BÖLÜM: SABETAYLARIN KAPANCI MEZHEBİNİN MASKE TARİKATI MEVLEVİLİK.

Tweet übersetzen

5:57 nachm. · 6. Jan. 2020·Twitter Web App

Retweets

233

„Gefällt mir“-Angaben

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

Antwort an

@TREmreErcis

1-Sufizm, İslam inancı içinde belli referanslar araç yapılarak Allah ve İnsan arasındaki bağı güçlendirmek amacıyla yazılı olarak ilk kez 9.yy da ortaya çıkmış ve İslam tarihinde önemli bir köşe taşı niteliği kazanmış bir öğretidir.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

2-Batı literatüründe “İslami Mistisizm” olarak adlandırılan Sufizm, Sabetaylar için oldukça önemlidir. Çünkü, özellikle 18.yy’dan itibaren kendilerini Mevlevilik ve Bektaşilik gibi tarikatlar üzerinden gizlemişlerdir.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

3-Sabetaylar ve Sufizm arasındaki ilişkinin temeli, bizzat Sabetay Sevi tarafından atılmıştır. Sabetay Sevi’nin Kabalist olması ve Kabala’nın da o dönem İspanya Endülüs Müslümanları arasında yaygın oluşu, Sevi’nin işini kolaylaştırmıştır.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

4-Edirne sarayında yargılanıp takıyye yaparak İslam’ı seçen Sabetay Sevi, Endülüs menşeli “Vahdet-i Vücut” öğretisini en önemli referans kaynağı gören Mevlevilik ve Bektaşilik gibi tarikatlarla içli dışlı olmuş, dönemin Şeyhlerinden dersler almıştır.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

5-Sabetay Sevi’nin ölümünün ardından kendisi gibi takıyye yaparak “Müslüman” olan takipçileri, Sabetay Sevi’den sonra kimin “Halife” olacağı yönünde ihtilafa düşmüş, Yakubi, Karakaş ve Kapancı olmak üzere 3 mezhebe ayrılmışlardır.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

6-Sabetay Sevi’nin kayınbiraderi Yakub’u halife olarak kabul edenler “Yakubi”, Yakub’a muhalif olan Abdurrahman Çelebi’nin oğlu Osman Ağa’nın takipçileri “Karakaş” ve Sabetay Sevi’nin temel doktrinlerini kabul edenler ise “Kapancı” mezhebini oluşturdu.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

7-Sabetay Sevi’nin ölümüyle birlikte yaşanan bu iktidar savaşı sonucunda ortaya çıkan 3 mezhep takipçileri, Sufizm öğretisinde de ihtilafa düştüler. Karakaşlar, Bektaşilik üzerinde yoğunlaşırken, Kapancılar ise Mevleviliğe yönelerek intisap ettiler.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

8-Kapancılar ve Mevlevilik arasında kurulan bu ilişkiyi somut olarak ortaya çıkaran en önemli olay, Kapancılara ait olan Terakki Okullarının açılışında katılım gösteren Mevlevi Şeyh ve dervişlerinin sonraki yıllarda da katılıma devam etmeleri ve bunun gelenek halini almasıdır.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

9-Sabetay Sevi ve öğretileri hakkında en önemli eserler arasında yer alan Marc David Baer’in “Selanikli Dönmeler: Yahudilikten Dönenler, Müslüman Devrimciler ve Seküler Türkler” isimli kitabı, Kapancılar ve Mevleviler hakkında önemli bilgiler içerir.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

10-Marc D. Baer’in Sabetay ailelerle yaptığı röportajlar üzerinden naklettiğine göre, Mevlevi Şeyhlerinin çocukları, Kapancılara ait olan ve kurucuları arasında Mustafa Fazıl ve Osman Ehat’ın yer aldığı Terakki Okullarında ücretsiz olarak eğitim alıyor.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

11-Terakki Mektebi’nin kurucuları arasında bulunan Mustafa Fazıl, Mevlevi Şeyhlerine verilen “Dede” lakabını kullanıyor ve “Dede Bey” olarak tanınıyor. En ünlü Sabetay ailelerden olan Akademisyen-Yazar Yıldız Sertel ve ailesi de yine oldukça ilginç bir akrabalık zincire sahip.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

12-Yıldız Sertel’in annesi Sabiha Sertel’in roman tarzı biyografisinde, eşi Zekeriya Sertel ve babası Nazmi Efendi’nin küçük yaşlardan itibaren Mevlevi tekkesine gittikleri ve Mevlevi ritüellerine hiç ara vermeden katıldıkları naklediliyor.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

13-Nazmi Efendi’nin oğlu ve Sabiha Sertel’in kardeşi olan ve babası Nazmi Efendi kontenjanından Kapancılara ait Terakki Mektebinde okuyan, soyadı kanunuyla birlikte “Eren” soyadını alan Mecdi bey de Mevlevi tarikatına girerek intisap etmiş bir isim.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

14-Sabiha Sertel’in diğer kardeşi Hidayet Eren’in oğlu Neşet Eren, ilk evliliğini Mevlana Celaleddin Rumi’nin torunu Hatice Uraz ile yaptı. Hatice Uraz’ın 2. evliliğinden dünyaya gelen Fatma Sohtorik, Erdal İnönü’nün kayınbiraderi Hüseyin A. Sohtorik’in eşiydi.

Emre Erciş

@TREmreErcis

3 Std.

15-Yine Türkiye’de sanayiciliğin ilk temsilcilerinden birisi olan Kapancı mezhebinden Fuat Bezmen’in annesinin dayısı Mehmet Esat Dede, Selanik doğumlu ve Sabetay akrabalık zincirine sahip olan ünlü Mevlevi Şeyhlerinden birisi.

Emre Erciş

@TREmreErcis

2 Std.

16-Mehmet Esat Dede, Kapancı Mezhebinden Recep Efendi ve Ayşe Hanım’ın oğlu olarak 1843 yılında Selanikte doğdu. Selanik’te eğitimini tamamladıktan sonra Selanik Vilayet Kaleminde işe başladı ve bu dönemde Şeyh Osman Efendiye intisap etti.

Emre Erciş

@TREmreErcis

2 Std.

17-Selanik Vilayet Kalemi’ndeki görevinden ayrılarak 23 yaşında İstanbul Fatih’e geldi ve burada Çayırlı Medresesine girerek İslami eğitim aldı. Mevleviliğe ilk adımını Selanikte atan Esat Dede, Yenikapı Mevlevihanesi Şeyhi Osman Salahuddin Dede’den de icazet aldı.

Emre Erciş

@TREmreErcis

2 Std.

18-Şeyh Salahuddin Dede'den icazet almasının ardından Mahmudiye Rüşdi Mektebi’nde Farsça eğitimini tamamladı ve Fatih Camisi’nde Mesnevi dersleri vermeye başladı. Tahir Ağa, Yenikapı ve Kasımpaşa Mevlevihanelerinde görev yaptı.

Emre Erciş

@TREmreErcis

2 Std.

19-Mevlana’nın Mesnevisi’ni camilerde okutan ilk isimlerden birisi olan Mehmet Esat Dede’nin en ünlü öğrencilerinden birisi, Fatih Camisinde verdiği Mesnevi derslerini kaçırmayan İstiklal Marşımız ve Safahat isimli eserin yazarı Mehmet Akif Ersoy oldu.

Emre Erciş

@TREmreErcis

2 Std.

20-Mevlevi Sabetaylar olarak gösterilen bir başka isim, eski Dışişleri Bakanı ve çoğunluğu 1882'de İngiltere Büyükelçiliği görevlisi Alfred Sandison öncülüğünde 30 kişi tarafından kurulan “Büyük Kulüp” üyesi olan Encümen-i Daniş üyesi Emre Gönensay'ın büyük babası İshak Dede dir.

Emre Erciş

@TREmreErcis

2 Std.

UZUN BİR TWİT ZİNCİRİ OLACAĞI İÇİN HER GÜN 20 MADDE OLARAK PAYLAŞACAĞIM. ÇOK UZUN TWİT ZİNCİRLERİNDE HEM İLİŞKİLER ANLAŞILMIYOR HEM DE OKUMASI SIKICI HALE GELİYOR.

YARIN BURADAN DEVAM EDECEĞİM...

Şİİ HİLALİ hayaliyle ABD ile anlaşıp Afganistan'a,Irak'a,Suriye'ye, Yemen'e, Lübnan'a çöken İRAN,

Musul'u Felluce'yi Ramadi'yi, Bağdat'ı ABD ile bir olup talan eden İRAN,

Halep'i, Hamayı, Humus'u, İdlib'i ABD'yle birlikte bombalayıp viran eden İRAN,

Tweet übersetzen

5:57 nachm. · 5. Jan. 2020·Twitter Web App

465

Retweets

1.165

„Gefällt mir“-Angaben

Şevki Karabekiroğlu

@karabekiroglu_s

4 Std.

Antwort an

@karabekiroglu_s

"Esad düşerse İsrail'in güvenliği tehlikeye girer" diyen İRAN,

ABD-Rusya ile bir olup yüzbinlerce müslümanı katleden İRAN,

Obama’nın Şİİ HİLALİ planıyla “İslam alemine lider olup Türkiye’yi silme” sözü veren İRAN,

Türkiye'ye karşı darbeci HAFTER'e destek veren İRAN,

Şevki Karabekiroğlu

@karabekiroglu_s

4 Std.

Yıllardır terör örgütü PKKya kol kanat geren İRAN,

NÜKLEER görüşmelerinde ABDye karşı Brezilya ile birlikte büyük risk alan Türkiye'yi yüzüstü bırakan İRAN,

KUDÜS için Erdoğan’ın ABD/İsrail’e karşı verdiği uluslarası mücadelede yalnız bırakan İRAN,

Şevki Karabekiroğlu

@karabekiroglu_s

4 Std.

AKDENİZ 'kuşatması'nda YEDİ DÜVELİN safında yer alan İRAN,

Mısır’da darbeci Sisiyle Türkiye aleyhinde çalışan İRAN,

Libya'da

BAE-SİSİ-SUUD-İSRAİL-FRANSA-YUNANİSTAN-ABD-RUSYA ile bir olup karşımıza Kasım Süleymani ile dikilen İRAN,

Şevki Karabekiroğlu

@karabekiroglu_s

4 Std.

Tebriz'de Müslüman Hanefi Türkleri,Mahabad'ta Müslüman şafii kürtleri yıllardır ağır işkence ve idamlarla asimile uygulayan şia bozması İran,

Suriye'de yaptığımız her harekata ABD'den önce karşı çıkan İRAN şimdi çıkmış, "ABD'nin küstah eylemlerine birlikte karşı koyalım” diyor.

https://www.middleeastmonitor.com/20200102-myanmar-china-a…/

Gilt die Würde des Menschen nicht für Muslime?

Myanmar, China und jetzt Indien: Ist die muslimische Würde so billig?

Gemäss Amit Shah, dem nationalen Präsidenten der regierenden indischen Bharatiya Janata Partei (BJP), "Infiltratoren [muslimische Einwanderer] sind wie Termiten auf dem Boden von Bengalen. Die BJP-Regierung wird die Infiltratoren einen nach dem anderen aufgreifen und in den Golf von Bengalen werfen." Eine solche Terminologie mag diejenigen, die im Westen leben und von Leuten wie Donald Trump und Boris Johnson regiert werden, nicht überraschen, da es dort eine wachsende Islamophobie-Industrie gibt. Dennoch drängen sie die Muslime in eine defätistische, unterdrückende Opfer-Mentalität; eine Bruderschaft des Leidens. Wenn eine ganze Generation von Muslimen in der Überzeugung aufwächst, dass sie entmachtet und angegriffen werden, wird eine ganze Generation verloren gehen. Ihre Ältesten müssen die muslimische Würde und das Selbstwertgefühl wiederherstellen, trotz der enormen Herausforderungen, denen sie sich stellen müssen.

Eine davon ist die Notlage der Muslime in Indien, wo die Regierung von Narendra Modi die muslimische Mehrheit Kaschmirs belagert hat, um ihren Sonderstatus zu ändern. Nun wütet eine steigende Flut von antimuslimischem Hass durch "die größte Demokratie der Welt", da Modi, der 2002 einem antimuslimischen Pogrom im Bundesstaat Gujarat vorsaß, Indien zu seiner eigenen Art von Faschismus hinzieht, der keinen Platz für Minderheiten hat.

Zusammengenommen sind das National Register of Citizens (NRC) und das Citizenship Amendment Bill (CAB), die das "Potenzial haben, Indien in eine mehrheitliche Politik mit Abstufungen von Bürgerrechten zu verwandeln", die von der hart rechten hinduistischen nationalistischen RSS-Ideologie angeheizt wird, ein Wendepunkt in Indiens Abstieg in den Illiberalismus. Die Vielfalt, das Fundament, auf dem Indien aufgebaut wurde, wird durch solche negativen Entwicklungen unter Modis Regierung angegriffen.

LESEN: Indien annektiert Kaschmir unter dem dunklen Schatten von Netanjahu und Modis rechtsextremer Umarmung

Wir leben in einer Zeit, in der Nationalstaaten von der Mehrheit angefeuerte Kriegsverbrechen begehen und buchstäblich mit Mord davonkommen. Das Wort Demokratie glänzt wie Narrengold auf den Zungen der Weltführer. Menschenrechtsaktivisten sind offenbar zahnlos angesichts der Barbarei von Nationalstaaten, die die Demokratie unterdrücken wollen. Der Völkermord an den Rohingya-Moslems steht nun vor dem Internationalen Strafgerichtshof. Der Fall wurde von Gambia gegen Myanmar eingereicht und wir haben die Schande von Aung San Suu Kyi miterlebt, die versucht hat, die Verbrechen der Militärherrscher, die die einst populäre Führerin selbst inhaftiert und unterdrückt haben, zu beschönigen.

Die Notlage von 13 Millionen ethnischen Uiguren und anderen türkischen Muslimen in China, wo die Ausübung des Islams als ein Verbrechen behandelt wird, war ein unangenehmes Thema für die muslimischen Nationen, mit dem sie sich selbst über die Organisation für Islamische Zusammenarbeit (OIC) auseinandersetzen müssen. Die chinesische Regierung führt erzwungene politische Indoktrination, Kollektivstrafen, Bewegungs- und Kommunikationsbeschränkungen, verstärkte religiöse Einschränkungen und Massenüberwachung durch und nutzt den "Krieg gegen den Terror", um diese Unterdrückung zu rechtfertigen. Die Grundprämisse ist, dass jeder Ausdruck der muslimischen Identität gleichbedeutend mit Extremismus ist. Warum sonst sollten 22 der 26 Länder, die China als "sensibel" betrachtet, mehrheitlich muslimische Länder sein, die Mitglieder der OIC sind?

Die Menschen versammeln sich, um am 20. Dezember 2019 im Orhangazi Park in Bursa, Türkei, eine Demonstration zur Unterstützung der uigurischen Türken gegen die Menschenrechtsverletzungen in China zu veranstalten [Ali Atmaca / Anadolu Agency].

Menschen versammeln sich, um am 20. Dezember 2019 im Orhangazi Park in Bursa, Türkei, eine Demonstration zur Unterstützung der uigurischen Türken gegen die Menschenrechtsverletzungen in China zu veranstalten [Ali Atmaca / Anadolu Agency].

Anstatt China zu verurteilen, lobte die OIC jedoch in einer Resolution, die sich auf den Schutz der Rechte der in nicht-muslimischen Ländern lebenden Muslime konzentrierte, die Regierung dafür, dass sie "ihre muslimischen Bürger betreut" und sich "auf die weitere Zusammenarbeit zwischen der OIC und der Volksrepublik China freut". Die Resolution enthielt kein Wort der Kritik an Peking, was bedeutet, dass die OIC die massenhafte Überwachung, die erzwungene politische Indoktrination, die willkürliche Inhaftierung und die Kollektivstrafe von 13 Millionen Muslimen im Grunde duldet.

Die OIC zeigte sich jedoch besorgt über die jüngsten Entwicklungen, die die Muslime in Indien betreffen, und erklärte, dass Neu Delhi seine völkerrechtlichen Verpflichtungen in Bezug auf die Diskriminierung von Minderheiten einhalten sollte. Ironischerweise wurde die OIC-Erklärung am selben Tag veröffentlicht, an dem Modi bei einer Kundgebung behauptete, die Opposition sei neidisch auf seine Popularität in den muslimischen Ländern, was, wie er sagte, in Zustimmung bei den indischen Muslimen münden würde. Erstaunlicherweise haben sowohl Saudi-Arabien als auch die VAE Modi ihre höchsten zivilen Auszeichnungen verliehen, was eine Beleidigung der muslimischen Integrität und Würde darstellt.

Es ist schwierig, die OIC ernst zu nehmen; ihre Bilanz von Heuchelei und schlecht informierten, scheinheiligen Aussagen erweckt bei Muslimen auf der ganzen Welt kein Vertrauen. Man kann mit Fug und Recht behaupten, dass sie mit der Blockfreien Bewegung und der Arabischen Liga konkurriert, um sich in der Welt zu behaupten.

Immer mehr muslimisch geprägte Länder fühlen sich zunehmend unwohl unter der selbsternannten Führung Saudi-Arabiens unter der De-facto-Herrschaft von Kronprinz Mohammad Bin Salman. Dies hat zu dem Wunsch geführt, dass Institutionen und Gipfeltreffen von anderen Staaten geleitet werden, die theoretisch alternative Wege zur Lösung der Probleme der islamischen Welt bieten könnten. In diesem Zusammenhang wurde der jüngste Gipfel in Kuala Lumpur, der vom malaysischen Premierminister Dr. Mahathir Mohamed ausgerichtet wurde, von Beobachtern als ein Wendepunkt angesehen, der einen Hoffnungsschimmer darstellt, indem er Themen diskutiert, die von der lange Zeit von Saudi-Arabien dominierten OIC vermieden wurden. Und das, obwohl die oben genannten dringlichsten Anliegen der muslimischen Welt wider Erwarten weitgehend vermieden wurden und der Gipfel die bestehenden Schwierigkeiten nur bestätigen konnte. Dennoch gab es einen gewissen Optimismus in Bezug auf das Entstehen einer alternativen Stimme.

Einige Erkenntnisse aus Kuala Lumpur werden für die Zukunft nützlich sein, nicht zuletzt der Neuanfang mit nicht-arabischen und demokratischen Ländern, die eine größere Führungsrolle übernehmen. Was auf dem Gipfel anders war, war der Hinweis auf Regierungsführung, Demokratie, Armut, Handel und Entwicklung in Ländern mit muslimischer Mehrheit.

Allerdings tauchten in Kuala Lumpur einige problematische Narrative auf, die die Frage aufwerfen, ob die Religion die mächtigste verbindende Kraft ist oder ob es pragmatischere Anliegen sind, wie etwa die zukünftige Zusammenarbeit in den Bereichen Handel und Sicherheit. Es gab auch eine Tendenz, von der Umma als einer monolithischen Identität zu sprechen, anstatt die Vielfalt der 1,8 Milliarden Muslime auf der Welt zu würdigen. Dies ist ein eher nach innen gerichtetes Phänomen.

Daher hat die OIC, obwohl sie fast zu einem Nichtspieler in der internationalen Politik reduziert wurde und trotz ihrer Unzulänglichkeiten, immer noch das Potenzial, sich als Anwalt der Menschenrechte in der muslimischen Welt für die Rechte und die Würde der Muslime einzusetzen und gleichzeitig den Weltfrieden und die nachhaltige Entwicklung zu fördern. Die vorrangige Botschaft des Gipfels von Kuala Lumpur bestand, wie Dr. Mahathir betonte, nicht darin, ein Parallelforum zu bilden, sondern den Einfluss der "alternativen Stimme" zu nutzen, um sich für eine stärkere, glaubwürdigere OIC einzusetzen, um den neuen Herausforderungen zu begegnen.

Um Glaubwürdigkeit zu schaffen, sollten muslimische Führer über Grundrechte, Fragen der Regierungsführung und wirtschaftliche Entwicklung sprechen, ohne ausschließlich als Verfechter muslimischer Anliegen angesehen zu werden. Je breiter die Koalition gegen Rassismus, Bigotterie und Unterdrückung sein kann, desto wirksamer wird sie sein. Die Würde des Menschen, auch die der Muslime, muss als alles andere als billig angesehen werden.

According to Amit Shah, the national President of India's ruling Bharatiya Janata Party (BJP), 'Infiltrators [Muslim immigrants] are like termites in the soil of Bengal. The BJP Government will pi...

Über diese Website

MIDDLEEASTMONITOR.COM

Myanmar, China and now India: Is Muslim dignity so cheap?

According to Amit Shah, the national President of India's ruling Bharatiya Janata Party (BJP), 'Infiltrators [Muslim immigrants] are like termites in the soil of Bengal. The BJP Government will pi...

Kahve to go pizza to vs bizim gelenek ve kültür anlayışımız ile örtüşmeyen bir marketing stratejisidir ve bize yaban çünkü biz göz hakkı diye birşeyle büyüdük. Sokakta ayak üstü diğer insanları imrendirerek kadar medeniyetsiz bir tavır olabilir mi? Sizi ancak life to go paklar

#KemalizmZorbalıktır

Kamalizm Katildir,

Kamalizm Faşistdir,

Kamalizm Dinsizdir,

Kamalizm kominizmdir,

Kamalizm ihanettir,

Kamalizm istibdatdır,

Kamalizm zülümdür,

Kamalizm Dikdatördür,

Kamalizm pkk'dır

Kamalizm Dhkpc'dir

Kamalizm tarikat tır

Kamalizm azlem DİR

Kamalizm amase dir

En son nüfus kağıdındaki ismiyle Kamâl Atatürk'ü bir şekilde İslam ile barışık göstermek isteyenler veya İslam karşıtı olmadığını iddia edenler. Şu sorulara cevap vermelidir:

Tweet übersetzen

7:04 nachm. · 1. Jan. 2020·Twitter Web App

Retweet

„Gefällt mir“-Angabe